featured

Sakarya’da kokarcaya bilimsel çözüm

Sakarya'da akademisyenler, tarım alanlarına ve bitkilere ciddi zararlar veren kahverengi kokarcayla etkili bir şekilde mücadele edebilmek amacıyla yerli feromonlu tuzak geliştirdi.

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sakarya’da akademisyenler, tarım alanlarına ve bitkilere ciddi zararlar veren kahverengi kokarcayla etkili bir şekilde mücadele edebilmek amacıyla yerli feromonlu tuzak geliştirdi. Türkiye’de 2017 yılında ilk kez tespit edilen bu istilacı türle mücadele için çeşitli kurumlar tarafından kapsamlı çalışmalar yürütülüyor.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Teknokent laboratuvarlarında 2018 yılında başlatılan bu projede, akademisyenler ürün seviyesine ulaşarak önemli bir mesafe kaydetti. SAÜ Kimya Bölümü akademisyenlerinden Prof. Dr. Mustafa Zengin liderliğinde, Prof. Dr. Mustafa Arslan, Prof. Dr. Mustafa Küçükislamoğlu, Tıp Fakültesinden Prof. Dr. Oğuz Karabay ve Prof. Dr. Mehmet Köroğlu‘ndan oluşan ekip, laboratuvar ortamında zararlının iletişiminde kullandığı kimyasal salgı olan “feromon”u başarılı bir şekilde elde etmeyi başardı.

Kahverengi kokarcayla aynı kimyasal salgıyı yayarak, zararlının belirli bir noktada toplanmasını ve imha edilmesine olanak tanıyacak tuzakların seri üretimine de kısa süre içinde başlanması hedefleniyor.

Topyekün Mücadele Gerekiyor

Prof. Dr. Mustafa Zengin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kahverengi kokarcanın Türkiye’de ilk kez 2017 yılında Artvin’in Borçka bölgesinde görüldüğünü belirtti. Zararlıyla mücadele için üretilen feromonun dünya genelinde yalnızca ABD’de mevcut olduğunu aktaran Zengin, 2018 yılında Karadeniz Tarımsal Araştırmalar Müdürlüğü’nden kendilerine gelen çalışma talebiyle bu projeye başladıklarını söyledi. İlk feromonu ürettiklerini fakat teknik şartlar nedeniyle çalışmalara ara vermek zorunda kaldıklarını ifade etti.

Zararlının artış göstermesiyle birlikte Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ile görüşmeler yaparak projenin hızlandırılması için destek aldıklarını belirten Zengin, “O günden bu yana çalışmalara devam ettik ve iki feromonu da üreterek ön denemelerimizi tamamladık. Şu an seri üretim aşamasındayız. Hedefimiz nisan ayı itibarıyla 50-60 bin tuzağı çiftçilerimize ve ilgili taraflara ulaştırmak.” dedi.

Verimi artırmak ve maliyetleri düşürmek amacıyla çalıştıklarını kaydeden Zengin, ihtiyaç doğrultusunda üretim yapabileceklerini ve tuzakların çiftçilere, kurdukları şirket veya ilgili kurumlar aracılığıyla ulaştırılacağını ifade etti.

Zengin, ayrıca şöyle devam etti: “Bir istilacı türle mücadelede tek bir metotla başarı sağlamak mümkün değildir. Sadece bu tuzakla sonuca ulaşmak mümkün değil. Biyolojik ve fiziksel mücadele yöntemlerini de eklemek gerekir. Tek başına verilen mücadelenin etkisi en fazla yüzde 30 olacaktır. Yavrularını öldürebilmek, onları yiyen türleri geliştirmek ve anaçların gidebileceği yem alanlarını azaltmak gerekmektedir. Topyekün bir mücadele olmadıkça, bu zararlılardan kurtulma şansımız oldukça düşük. Biz bu mücadelenin bir parçasını oluşturuyoruz.”

Zengin, üreticilere tarlalarına kimyasal zehir atarak zararlıyı yok etmeye çalışmamaları yönünde tavsiyelerde bulunarak, “Zehir kullanıldığında faydalı canlılar da yok olur. Bu durumda bahçelerin kaybedilmesi riski artar. Mücadelede uzmanların tavsiyelerine kulak vermek önemlidir. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın izlediği mücadele metodolojisinde, yeni zararlı türlerin ortaya çıkma endişesi bulunmaktadır. Bu nedenle ilaçların aşırı kullanılmaması gerekiyor.” ifadesini kullandı.

Toplama ve İmha Yöntemiyle Zararlılar Azaltılacak

SAÜ Kimya Bölümü Organik Kimya Anabilimdalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Arslan, geliştirdikleri feromonun iki bileşikten oluştuğunu belirtti. Bu iki ürünün aynı anda kullanılması gerektiğini ifade eden Arslan, feromonların böcekleri cezbettiğini ve bir araya toplayarak imha etmeye yardımcı olduğunu söyledi.

Arslan, yaklaşık 5 dönüm büyüklüğündeki bir tarım alanına bir set feromon tuzağın yeterli olabileceğini aktararak, bu ürünlerin mümkün olduğunca metal ve benzeri yüzeyler üzerinde kullanılması gerektiğini vurguladı. Toplama ve imha etme yönteminin, istilacı türün zararlarını azaltmaya katkı sağlayacağını belirten Arslan, laboratuvar ortamında ürettikleri kimyasalın, “samuray arı” yönteminden farklı olduğunu ve her ikisinin birlikte kullanılmasının daha etkili olabileceğini ifade etti.

Sakarya’da kokarcaya bilimsel çözüm
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir