1171’de Azerbaycan’ın Hoy Kasabası’nda doğdu, 1262’de Kırşehir’de şehit edildi.
Büyük velilerden olup Kelam, tefsir, tasavvuf ve Şafii mezhebi fıkıh alimidir. Asıl ismi Mahmud bin Ahmed olup Anadolu’da Ahilik Esnaf teşkilatının kurucusudur.
Herkesin korkup kaçtığı Evran denen büyük bir yılanın onu görünce sakinleşmesi ve itaat etmesi dolayısıyla Ahi Evran diye anılmıştır. İmam Fahruddin Razi’den çeşitli ilim dallarında dersler aldı. Ahmed Yesevi’nin talebelerinin ders ve sohbetlerine devam etti.
Büyük İslam alimi Sihabuttin Sukreverdinin sohbetlerinde de bulundu. Hac yolunda Evhaduddin Kirmani ile tanışıp onun talebesi oldu. Evhaduttin Kirmaninin vegatına kadar da yanından ayrılmadı. Hocasının kızı Fatma Bacı ile evlendi.
Ahi Evran hocası ve kayınpederi ile Anadolu şehirlerini dolaştı. Bir Nasihatinde;
‘Ey Ahi, (kardeşim) alışveriş ilmini bilmeyen; haram lokmadan kurtulamaz, haram lokma yiyen ise ibadetlerinin sevabını bulamaz’ dedi. Kayınpederinin vefatından sonra Kayseri’ye yerleşen Ahi Evran, bütün Anadolu Ahilerinin şeyhi kabul edildi.
Bu sırada doğudan batıya bütün Türk alemi moğol tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Moğollar geçtikleri her yerde kan, göz yaşı ve parçalanmış cesetler bırakıp, beldeleri ve haneleri viran ediyorlardı. Yaklaşan bu büyük tehlikeye karşı Ahi Evran, halkı uyandırmaya ve sevenlerine karşı koymaya çağırdı. Daha sonra da Kırşehir’e yerleşti.
Ahi Evran; doksan üç (93)yaşlarında iken onun nüfuzundan korkan ve Moğolların baskısına dayanamayan Kırşehir emiri Nurettin Caca tarafından şehit edildi.
Bir Ahi şeyhi olan Şeyh Edebali ile Osman bey arasında akrabalık teşhis edildi. Ahiler doğudan gelerek Osmanlılara katılan Türkmenleri terbiye ettiler, yetiştirdiler. Onlara İslami bilgiler öğreterek gaza ruhunu aşıladılar. Fatma Bacı’nın yetiştirdiği bacıların meydana getirdiği Baciyan grubu da yeni gelenlerin kadınlarına İslamiyeti öğreterek, Din-i İslami hakkıyla yaşamaları için gayret ettiler.
Kaynak:Evliyalar. Ansiklopedisi. C.2,5–87,91.