Akyazı Sivil Toplum Kuruluşları İnisiyatifi Basın Açıklaması Yaptı..
BASINA VE KAMUOYUNA
Avrupa’da İslam’a ve Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve engellemeler, fiziki saldırılara ve aleni bir düşmanlığı dönüşmüş durumdadır. Sözde demokrasi ve özgürlükleri ile övünen Fransa, bu düşmanlık ve ötekileştirme furyasının başını çekmektedir. Söz konusu Müslümanlar ve İslam olunca, bütün özgürlükçü ilkeleri helvadan birer puta dönüşen Fransa, kendi vatandaşı Müslümanları haklarından mahrum edebilmektedir. Fransa’nın toy, cahil ve kaprisli Cumhurbaşkanı Macron, açıklama ve uygulamalarıyla İslam’a karşı olan kin ve nefretini artık aleni bir savaşa dönüştürmüştür.
Fransa’nın hem insanlığa, hem de İslam’a karşı sicili çok bozuktur. Son iki asırda başta Cezayir olmak üzere Afrika’nın birçok ülkesinde İslam topraklarını işgal ve talan etmiş, yüzbinlerce Müslümanı katlederek soykırım uygulamıştır. Şu andaki refah ve zenginliğini, halen sömürmekte olduğu İslam topraklarına borçludur. Müslümanlar bunların hiç birini unutmuş değildir. Fransa halen bunların hesabını vermemiştir. Aynı şekilde önceden sömürgesi olan Benin, Burkina Faso, Gine, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo, Ekvator Ginesi ve Gabon gibi Afrika ülkeleri Fransa’ya hala sömürge vergisi ödeyen ülkelerdir.
Afrika’da Müslümanlara karşı uygulamış olduğu tekniklerin bir benzerini kendi ülkesindeki Müslümanlara karşı uygulamaya çalışmaktadır.Her türlü misyonerlik ve ifsat faaliyetleriyle dinlerinden koparamadığı Müslümanlara ‘terör ve aşırılıkla mücadele’ adı altında her türlü baskı ve ayrımcılığı yapmakta, Charlie Hebdo gibi İslam düşmanı basın ve medyayı himaye ederek onları cesaretlendirmektedir.
2015 yılında Paris’te Charlie Hebdo’ya yapılan saldırıların ardından çıkarılan OHAL ve Terörle Mücadele Yasası, İslam’a ve Müslümanlara karşı devlet eliyle bir cadı avına dönüştürüldü. Okullarda başörtü, çarşı ve pazarda ‘burka ve peçe’ yasaklandı. Müslümanların cami, dernek, lokal ve okul gibi kurumların kapatılmasını adli makamların elinden alarak valilerin keyfi kararlarına bırakıldı.
23 ay süren OHAL ve ardından çıkarılan ‘Ayrımcılıkla Mücadele Kanunu’ ile 152 kafe, 15 mescit, 12 kültür merkezi ve 4 okul kapatıldı. Onlarca kişi gözaltına alındı ve sınır dışı edildi. Müslümanlar her tarafta şiddet ve tacizlere uğradı. Fransa’da yapılan bir araştırmaya göre, yaklaşık her iki Müslümandan biri, tesettürlü kadınların %60’ı hayatlarında en az bir defa ayrımcılığa maruz kalırken, ömürleri boyunca hiç başörtüsü takmayan kadınların %44’ü de bu ayrımcılığa uğramaktan kurtulamadı.
Fransa’daki bütün cami, lokal, okul ve kurumlar, her türlü kontrol ve ağır denetimlere tabi tutulmaktadır. İslam’a ve kutsal değerlerine her türlü hakaret ve düşmanlık himaye görürken, Filistin’i işgal eden, Filistin halkına soykırım uygulayan siyonist rejimi eleştirmek ise antisemitizm diye yasaklanmıştır. Bununla birlikte Fransa başkanı Macron, ‘Fransa Müslümanı’ adıyla kendilerine göre bir Müslüman tipi oluşturmaya çalışmaktadır. İçişleri Bakanı ise market raflarında ‘helal gıda’ reyonunun bulunmasını hazmedemediğini, Charlie Hebdo’nun rezil karikatürlerinin okullarda öğrencilere gösterileceğini ve kitaplara girebileceğini söylemektedir.
Bütün bunlar İslam ve Müslümanlara açılan topyekûn bir savaştır. Avrupa ülkelerinde Müslümanlara mal edilmeye çalışılan şaibeli saldırılar, İslam’ı Batı’da yok etme projesinin bir parçasıdır. Avrupa ve Fransa, İslam’a karşı açtığı bu savaşı kazanamayacaktır. Aziz İslam’a karşı mücadele etmeye çalışanlar, dün olduğu gibi bugün de kaybedenlerden olacaktır.
Tevbe Suresi’nde Rabbimiz buyuruyor ki: “De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, Resûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez.” (Tevbe, 9/24) İzzet ve şeref sahibi Müslümümanlar! Bugün Resulullah’a yağan oklara Katade gibi kendimizi siper etmeliyiz. Atılan taşların önüne Zeyd gibi set örmeliyiz, Ebu Dücane gibi kalkan olmalıyız. Mutlaka bir şeyler yaparak Resulullah’ın yanında saf tuttuğumuzu göstermeliyiz.
Müslümanlar ve İslam ülkeleri, Fransa’nın bu İslam düşmanlığına karşı mutlaka harekete geçmelidir. Evimizden başlayarak bu alçaklığı gündem yapmalı, sosyal platformlardan devamlı surette paylaşımlarda bulunmalı ve örgütlenerek Müslümanların hak ve hukukunu koruyacak bir mekanizma mutlaka kurulmalıdır. Tüm Müslüman kardeşlerimizi de, özgürlük adı altında efendimize(a.s.v) ve İslam dinine pervasızca saldıran ve hakaret eden Fransa’nın mallarını boykot etmeye davet ediyoruz. Başta Fransa olmak üzere Avrupa’da artışa geçen İslam düşmanlığını lanetliyoruz. Avrupa İslam’a gebedir. Bir gün mutlaka bu kutlu doğum gerçekleşecektir.
AKYAZI SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI İNSİYATİFİ
DİYANETSEN
İHH
ENSAR VAKFI
İLİM YAYMA CEMİYETİ
TEK-DER
AKYAZI DİN GÖREVLİLERİ DERNEĞİ
KUZULUK SOSYAL YARDIMLAŞMA DERNEĞİ
PEYGAMBER SEVDALILARI PLATFORMU
MAZLUMDER
AKİMDER
AKÇEKÜT
EĞİTİM-BİR-SEN
NORŞİN DERNEĞİ
AKYAZI GENÇLK DERNEĞİ