Sakarya Akyazı’lı Özbek Acar, Ankara’dan aday adayı oldu
Artvin Çoruh Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sakaryalı Özbek Acar, Ankara’dan İYİ Parti 1. Bölge Milletvekili aday adayı oldu.
İyi Parti Ankara 1. Bölge Milletvekili aday adayı olan Özbek Acar;Yeter artık söz “iyilerin”, yeter artık iktidar “iyilik” hareketinindir sloganıyla seçim çalışmalarına başladı
Özbek Acar Kimdir?
1964 Sakarya- Akyazı doğumludur. İlk, orta ve lise eğitimini Sakarya’da tamamlamıştır. Siyasete ilgisi Türk Devleti, Türk Yurdu ve Türk Milletinin kalıcılığı üzerindeki duyarlılığından kaynaklanmaktadır. Bu duyarlılık kendisinin üniversite tercihlerinde de etkili olmuş, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde 1986 yılında mezuniyeti ile başlayan lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden 1992 yılında mezun olmak sureti ile tamamlamıştır. 1986- 1988 yılları arasında Viyana Üniversitesi’nde Almanca dil eğitimini ve siyaset bilimi alanında doktora ders dönemini tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü’nden İthalat-İhracat Uzmanı sertifikası almıştır. Halen yüksek lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi bölümünde tez aşamasında sürdürmektedir.
Eğitim ve akademik hayatında özellikle tarih alanında araştırma ve okumalara yoğunlaşmıştır. Bu alanlar: İslam öncesi ve sonrası Türk ve Arap tarihi, Felsefe disiplini ve tarihi, İslam teolojisi ve klasik İslami temel eserler ( İslam fıkhı, İslam tasavvufu, kelam, tefsir ve hadis ilimleri ve tarihleri) konularıdır. Ayrıca Rusya tarihi, Çin tarihi ve genel batı tarihi (İngiltere, Fransa, Almanya ve İskandinav ülke tarihleri) üzerine derinlemesine okuma ve araştırmalarda bulunmuştur. Tarih ve coğrafyayı bir bütün olarak değerlendirme kapsamında seyahatler yapmaktadır. Son olarak Kazakistan’ın Çimkent ve Türkistan eyaletlerine seyahatinde Ahmet Yesevi Üniversitesi’ni ziyaret etmiş ve üniversite mensuplarıyla görüş alışverişlerinde bulunmuştur.
Türkiye’de 1980 sonrası dönemde ivme kazanan İslamcı oluşumları (tarikat, cemaat, vakıf, dernek ve siyasi partiler) yakından takip edip, inceleme ve gözlemlerde bulundu. Bu kapsamda 80 sonrası dönemin İslamcı dergi, gazete, yayınevi çevreleri ve ön planda olan yazar ve entelektüel çevrelerle temasları oldu. Bu sayede kendilerinin siyasal, kültürel ve dinsel kodlarına vakıf oldu. Refah Yol dönemi ve ardından gelen Ak Parti hükümetlerinde yer alan birçok şahsiyeti o dönemlerde ve kendilerinin ülkü ve hedeflerindeki dönüşümü net olarak görme imkânı buldu. Bütün bu birikimlerini Türklerin devletleşme ve milletleşme süreçleri ve önündeki engeller konularını temel alan bir kitap çalışması içindedir. Bu zikredilen konular dışında, romantik bir kişilik yapısına sahip olması hasebi ile şiire tutkun bir kişiliktir. Uzun zamandır yazdığı şiirler bir kitap oluşturacak hacme ve olgunluğa ulaşmıştır.
2011 yılında Artvin Çoruh Üniversitesi (AÇÜ) kurucu rektöründen gelen istek üzerine üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. Tarih, özellikle Atatürk ilkeleri ve inkılap tarihi, toplum psikolojisi, davranış bilimleri, meslek etiği, etkili iletişim ve halkla ilişkiler alanlarında dersler verdi. Hocalık görevinin yanında aynı anda Yapı ve Teknik İşleri Daire Başkanlığı görevini de yürüttü. Özel güvenlik, hizmet alımı birim sorumluluğu, ihale başkanlıkları ile üniversitenin bilumum mobilya alımı, tefrişat, çevre düzenlemesi ve peyzaj işleri onun sorumluğunda gerçekleştirilen iş ve hizmetlerdir. Yeni kurulmuş olan bu üniversitenin akademik, idari ve fiziksel yapılanmasında tasarım ve projeleriyle etkin olmuştur. Bu kapsamda AÇÜ’nin kütüphane binasının iç ve dış tasarımını gerçekleştirmiş ve ihale aşamasına getirmiştir. Her katı diagonal biçimde, kitapların üst üste konulmuş halini simgeleyen bu tasarım, çok büyük bir ilgiyle karşılanmış ve bu kütüphane tasarımını çok beğenen Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı merhum Ali Nihat Gökyiğit Bey’den 3,5 milyon TL bağış temin edilmiştir. Anılan proje dünyanın özellikli kütüphane binaları arasında gösterilmektedir. Türkiye’de dört tane benzeri (taklidi) yapılmış/yapılmakta olan AÇÜ kütüphanesi ulusal ölçekte yayın yapan yazılı ve görsel medyanın hemen hemen tamamında haber olarak yer almıştır.
Özgeçmişinden ana hatlarıyla bahsettiğimiz Öğretim Görevlisi Özbek Acar, kendisiyle yaptığımız röportajda siyasete giriş ve siyasal düşünceleri üzerinde aşağıdaki açıklamaları yapmıştır:
“Yaklaşık 20 yıldır “Siyasal İslamcı” iktidarların İslam’ın temel değer ve ahlak kaidelerini örseleyerek ve kendi ümmetçi-şeriatçı hedefleri doğrultusunda yorumlayarak Türk devleti ve milleti ve onun temel taşlarına ( laiklik, demokrasi, eşitlik, insan hakları ve hürriyetleri, kadın-erkek eşitliği, özgürlükler, bilimsel ve rasyonel düşünce ) yaptıkları saldırılar bir karşı devrim hareketine dönüşmüştür. Türk devletinin siyasal ve yönetimsel aygıtlarını ele geçirmek suretiyle eylem ve icra merhalesine geçen girişimler elbette ki kendine baş hedef olarak Türk Devletinin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü seçecekti, öyle de olmuştur. Yalan, tezvirat, takiyye ve buna eşlik eden korkunç cehaletleriyle Atatürk hakkında en arsızca iftiraları atmak suretiyle onu itibarsızlaştırmak bu yoldan da onun eseri olan Türk Cumhuriyetini ortadan kaldırmak noktasında tarikatleri, cemaatleri, vakıfları, dernekleri, siyasal partileri ve merdiven altı eğitim (?) hücreleriyle bütün “ İslamcı oluşumlar” hemfikirdirler ve aynı hedefe yürümektedirler. Bu bağlamda Ak Parti ve Hüdapar (ki bu hareket Irkçı-İslamcı düşüncede olan bir ayrılıkçı bölücü harekettir) ittifakına hiç şaşırmamak gerekir. Zira hedef aynıdır, o hedef de Atatürk karşıtlığı ve yanlış yorumladıkları ümmetçilik siyaseti ile Türk Devletinin ortadan kaldırılmasıdır. Akılcılık ve bilimsel yöntem yerine – her zaman İslam toplumları için felakete neden olan – aldatıcı ve körleştirici dinsel fanatizm zihniyeti bu dönemde caridir ve süratle bu düşünce kalıbının terk edilmesi zaruridir.
Bu yolda cumhuriyetin Türk unsurunda milli bilincin örselenmesi, sair unsurlardaki etnik bilincin kaşınması, onlar açısından hayati bir öneme sahiptir. Bu yolda insanlarımız, dindar-laik, vatansever-vatan haini ve benzeri söylemlerle bölünerek birbirlerine karşı şüpheli bakmaya başlamışlar, düşmanlaştırılmışlardır.
Türk devleti ve milletinin moda deyimle fabrika ayarlarına döndürülmesi artık bir “beka” sorunudur. Bu bağlamda ne olduğunu bir türlü tanımlamadıkları ve tanımlamadıkları bir kavrama insanları davet eden ve bu yolla yurttaşlar içinde kamplaşmayı artırarak cephe kurmaya çalışan Cumhur İttifakının hangi hedefe yürüdüğünün Türk milleti nezdinde deşifre edilmesi ulusal bir görevdir. Beka sorunundan dem vurarak siyasal iktidarlarını devam ettirmeye çalışan Cumhur İttifakının, teröristlikleriyle tescilli, ırkçı, şeriatçı ve Türk Devletinin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü ve bağımsızlığı karşıtı söylemleri çok net olan Hüda par ile ittifak kurarak, Türk Devletinin bekasına mı, yoksa izmihlaline mi hizmet ettiği sorusu ortadadır. Bunun yanında, sayısı 10 milyonu geçen göçmen/sığınmacılarla ilgili hükümet politikasının Türkiye Cumhuriyetinde demografik yapıyı ciddi anlamda değiştirdiği de ortadadır. Hiçbir aklı başında devlet yönetimi 10 milyon gibi farklı milliyetten gelen kalabalık bir nüfusu kendi bünyesi içine almaz. Alındığı takdirde bu nüfusu ne eğitme ne de kendi toplumuna entegre etme imkanına sahip olamaz. Nitekim de öyle olmaktadır. İleriki yıllarda sayılarının da artması ile eğitimsiz ve Türk toplumuna entegre olamamış bu yığınlar çok ciddi ekonomik, sosyal ve siyasal problemlere yol açacaktır.
Bütün bu nedenlerle siyasete girmek, siyasal gelişmelere müdahil olmak her vatan ve milletseverin öncelikli görevidir:
Yeter artık söz “iyilerin”, yeter artık iktidar “iyilik” hareketinindir.
Özbek Acar
