Bizleri birçok daha önemli değerlerden ve sorumluluklarımızdan alıkoyan, meşgul eden iki konu varki, onlarsız da olmuyo ne hikmetse biri spor diğeri de siyaset gündemi. Sporda yerel ve ulusal gündem birkaç günle kalırken siyaset gündemimiz günler haftalar hatta aylarca süregidebiliyor. Siyaseten geldiğimiz noktada görebildiğimiz kadar iktidar partisi Akparti, idaresindeki hükümet ve onun nezdinde de ülkemiz hedefleri açıkça bilinen dış mihrakların ve içerdeki uzantıları olan bozguncu fesat, iftiracı, fitneci tayfalarının, ki her alanda yapılanmışlar ve yerleşmişler (iş dünyası-medya-dernek-vakıf vb). Bu taşeron yapılar tarafından bir itibarsızlaştırma ve ülkemizi bölgemizde yalnızlaştırma kampanyası icra edilmektedir. Sandıktan sonuç alamayacaklarını anlayan yargı-finans-faiz ve vaiz lobileri kumpaslarına devam etmektedirler. Onlar şerde nasıl birleşiyorlarsa, biz tam aksini yaparak birbirimizi yiyor ve yermeye azimle gayret ediyoruz. Yazık! Bırakalım artık şucu bucu, sağcı solcu, alevi sünni, kürt Türk ayrımcılığını. Gönüllerimizi bir an önce ümmet şuuruyla taçlandırmalıyız artık, zamanı geldi de geçiyor. Tüm müminler kardeştir kuralına itibar edelim ve bu kurumu tesis etmede birbirimizle yarış halinde olalım.
Omuz omuza vermeli düşmanlar aramıza kolayca sızmasın girmesin iman ve ihlas settini birlikte oluşturalım. Olması da gereken zaten budur. Fitne fesat haset ve koğuculuktan uzak durmaya devam edelim hele hele yarı şirk olan gurur ve kibir kulesi olmamak için tevazuyu elden bırakmamak lazım. Gelin hep dost olalım, dostlarımızı da hep vefa ile analım canlar. Arayan, soran, bulan ve tanıyan hep biz olalım kucaklayan gene biz olalım. Kula vefası olmayanın hakka da vefası olmazmış. Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine sevmek ve sevilmek için çareler arayalım. Ne demiş atalarımız Sen gül ol da uğruna ötmeyen bülbül utansın. Hepimiz sonuçta topraktan geldik toprağa gideceğiz mühim olan asla çamurlaşmamaktır. Hep bir arada yaşıyoruz anlaşabilmek için aynı dili konuşmaya gerek yok sadece aynı duyguları paylaşmamız yeterli olacaktır huzur ve saadet için. Bunu yaşamak ve idame ettirmek gerçekten zor. Zor olacak ki imtihandan sayılsın. Üzülme, kızma hiç kimseye yaptıklarından dolayı aksine teşekkür et. İhanet edene sadakati öğrettiği için, yalan söyleyene minnet duyalım doğrunu farkına vardığımız zaman, mutsuz edenlere de dua edelimki mutluluğu daha derin hissettirdikleri için.
Herkesi sevelim yaradandan ötürü ve yaşamımıza bir anlam kattıkları için. Hayat bu yüzden güzel değil mi siyahlar beyazı farkettirdiği için. Sanmayın yıkıldık, sanmayın çöktük. Bir başka bahar için sadece yaprak döktük demiş ya Hz. Mevlana ne güzel müjdelemiş. Zaman vahdeti oluşturmak ve kenetlenmek zamanıdır gerek ilçe bazında gerek il ve ülke bazında. Velev ki ortak bir noktada buluşulamıyosa bile asla kırıcı ve yıkıcı olmamak lazım gönüller hoş tutulmalıdır. Hz. Mevlana yine bir sözünde ne güzel söylemiş ‘Ya kırdığın gönlü Allah seviyorsa? Bilemezsin. Bilseydin, söylemezdin. Ödün kopardı.” 13.yy dolaylarında yaşamış olan Hz. Mevlana İslam ve tasavvuf alanında bir çok eser bırakmış öğretileri ile mana padişahı ünvanıyla şereflendirilmiştir. Sözleri ile insanların kalbine işleyen bütün yaşamını hamdım-piştim-yandım diyerek özetleyerek anlatan Mevlana, hayatın tecrübesizlik ve olgunluk dönemlerine dikkat çekmektedir. Başka insanlar yerine her zaman kendi eksikliklerini ve kusurlarını gören Hz. Mevlana bunu yaşam felsefesi olarak görmüştür daima. Bu yazımızı yerel ve ulusal manada okuyup mukayeselerde bulunursak daha verimli olabiliriz düşündük. Sözlerimi çok beğendiğim Hz. Mevlana’nın bir diğer sözüyle sonlandırmak istiyorum.”Dost için sırtımı köprü yapmaya hazırım ben; yeterki temiz kalpleri taşıyan ayaklar geçsin üzerimden”…
