Bugün Tüm ülke genelinde kılınacak Cuma namazında okunacak Cuma Hutbesi Uyuşturucu ve çeşitli bağımlılıklar ile alakalı.
İLİ : GENEL
TARİH : 23.02.2018
BAĞIMLILIK BİR TUZAKTIR
Cumanız Mübarek Olsun Aziz Kardeşlerim!
Okuduğum ayet-i kerime de Rabbimiz şöyle
buyuruyor: “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi,
yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden
koruyun…”1
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz
(s.a.s) şöyle buyuruyor: “Akıllı kişi, nefsine hâkim olan
ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz kişi ise nefsinin
arzu ve isteklerine uyan ve buna rağmen hâlâ Allah’tan
iyilik temenni edendir.”2
Kardeşlerim!
İnsan, eşref-i mahlûkattır, varlık âleminin en değerli,
en şerefli üyesidir. İslam, insanın ömrü boyunca bu değere
layık biçimde yaşaması ve hem dünyada hem de ahirette
saadete ermesi için gönderilmiştir. Yüce dinimizin gayesi,
insanın canını, malını, aklını, ırzını ve inancını her türlü
kötülükten, fitne ve fesattan korumaktır. Bu sebeple İslam,
insanın canına ve malına kasteden, aklını ve idrakini
zayıflatan, ırzına ve nesline zarar veren, din ve inanç
özgürlüğünü elinden alan her şeyle mücadele eder. Ferdin,
ailenin ve toplumun huzurunu bozan bütün zararlı
alışkanlıkları ve bağımlılıkları yasaklar.
Aziz Müminler!
Kur’an-ı Kerim, dünya hayatının bir imtihan
olduğunu ve bu imtihanda başarılı olmak isteyenlerin
nefsine esir olmaması gerektiğini ısrarla tekrarlar. Geçici
heveslerin, sınırsız arzu ve isteklerin peşinde koşan insanın
sonu hüsrandır. Şu kısacık hayatın önemini, kıymetini ve
ciddiyetini bize unutturan her türlü bağımlılık, birer
tuzaktır. Zamanımızı, paramızı ve sağlığımızı heba eden
kötü alışkanlıklar, geleceğimize yönelik birer tehdittir.
Muhterem Müslümanlar!
Kur’an-ı Kerim bizlere defalarca “Hiç düşünmez
misiniz?” diye sorarken, alkol ve uyuşturucu ile beyni
dumura uğramış bir insan nasıl düşünebilir? Yüce
Rabbimiz bizleri “Ne kadar da az şükrediyorsunuz?”
diye uyarırken, saatlerce ekrana bağlanıp hayattan kopan
bir insan çevresindeki nimetleri görüp de nasıl
şükredebilir? Resûl-i Ekrem Efendimiz “Bakmakla
yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi, kişiye günah
olarak yeter.”3 buyururken, kumarda, bilgisayar
oyunlarının başında geceleyen insan ailesiyle nasıl
ilgilenebilir?
Kardeşlerim!
Bağımlılık, yuvalar dağıtmakta, milli servetimizi
heder etmekte, maneviyatımızı kökünden sarsmaktadır. En
üstün niteliklerle yaratılan insanoğlunun bu meziyetlerini
toplumun ve ümmetin faydası için kullanamadan bu
dünyadan geçip gitmesi ne acıdır! Çocuklarımız maalesef
taklit, özenti ve merak ile kötü alışkanlıklara adım atmakta
ve arkadaşlarının aklına uymaktadır. Ailesinden yeterli ilgi
ve desteği göremeyen, kendisini yalnız ve sevgisiz
hisseden gençlerimiz, hain şebekelerin ağına kolayca
düşmektedir. Onlara rehberlik etmek, gündemlerini takip
etmek, sadece maddi ihtiyaçlarını değil manevi
ihtiyaçlarını da karşılamak bizlerin vazifesidir.
“Çocuklarının senin üzerinde hakkı var”4 buyuran
Sevgili Peygamberimiz bizlere bu mühim vazifeyi
hatırlatmaktadır.
Aziz Kardeşlerim!
Sevgili Peygamberimiz “İki nimet vardır ki
insanların pek çoğu bunların kıymetini bilmeyerek
aldanmaktadır: Sağlık ve boş vakit”5 buyurur.
Hastalanınca ya da meşgaleden bunalınca fark ettiğimiz bu
iki nimetin kadrini bilelim. Beden ve ruh sağlığımızın en
büyük düşmanı olan sigara, alkol ve uyuşturucu
maddelerin her türlüsünden şiddetle sakınalım,
sakındıralım. Vaktimizi bir kara delik gibi yutan ve faydalı
işlere zaman ayırmamıza engel olarak günlerimizi tüketen
internet bağımlılığına karşı uyanık olalım. Allah’ın bize
sunduğu teknolojik imkânları akıllı ve bilinçli bir şekilde
kullanmayı öğrenelim, öğretelim. İyi alışkanlıkların, erdem
ve ahlakın aile içinde kazanıldığını, gençlerimizin ancak
bizim ilgi ve desteğimizle bağımlılıktan uzak
kalabileceğini unutmayalım.
Aziz Müminler!
Çocuklarımızı ve gençlerimizi eğlendirirken
zehirleyen, sahte zaferlerle saatlerce meşgul eden sigara,
alkol, uyuşturucu, kumar, internet, bilgisayar ve akıllı
telefon gibi bağımlılıklara karşı uyanık olmak hepimizin
vazifesidir. Cenab-ı Hak, bu konuda kötü bir gidişatın
sonuna işaret ederek bizleri şöyle uyarır: “Sonra bunların
ardından namazı kılmayan ve nefsani arzularına uyan
bir nesil geldi…”6
Unutmayalım ki, evlatlarımız bizim yarınlarımızdır ve
neslimiz bize emanettir. Sağlıklı, eğitimli ve şuurlu nesiller
için gözümüzün nuru olan evlatlarımızı dinimizle,
kültürümüzle, kimliğimizle donatalım ki, her türlü
kötülükten kendilerini koruyabilsinler.
Hutbemi, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadis-i
şerifi ile bitirmek istiyorum: “Kıyamet gününde hiçbir
kul, ömrünü ne için tükettiği, bilgisiyle ne yaptığı,
malını nereden kazanıp nerede harcadığı ve bedenini
neyle yıprattığı konusunda hesaba çekilmedikçe bir
yere kıpırdayamayacaktır.” 7
1 Tahrim, 66/6.
2 Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyâme, 25.
3 Ebû Davud, Zekat, 45.
4 Müslim, Sıyam, 183.
5 Buhâri, Rikâk, 1.
6 Meryem, 19/59.
7 Tirmizî, Sıfatü’l -Kıyame, 1.
Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğ