TZOB, Şubat ayı üretici-market fiyatlarını açıkladı
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Şubat ayında markette 22, üreticide 13 üründe fiyat artışı, markette 18, üreticide 10 üründe fiyat düşüşü olduğunu, markette 2, üreticide 11 üründe fiyatın değişmediğini bildirdi.
Şubat ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla lahanada yüzde 309,80’i bulurken, maydanozda yüzde 292, patateste yüzde 245,87, elmada yüzde 226,48, sütte yüzde 224,45, marulda yüzde 223,05 oldu.
Lahana 4,1 kat, maydanoz 3,9 kat, patates 3,5 kat, elma 3,3 kat, süt ve marul 3,2 kat fazlaya tüketiciye satılmaktadır.
Bugün üreticide 68 kuruş olan lahana 2 lira 79 kuruşa, 50 kuruş olan maydanoz 1 lira 96 kuruşa, 50 kuruş olan patates 1 lira 73 kuruşa, 2 lira 20 kuruş olan elma 7 lira 18 kuruşa, 2 lira 74 kuruş olan süt 8 lira 89 kuruşa, 1 lira 68 kuruş olan marul 5 lira 41 kuruşa satılıyor.
Üretici market fiyatlarında, Şubat ayında, markette 42 ürünün 29’unda fiyat artışı, 8’inde fiyat azalışı, üreticilerde ise 34 ürünün 16’sında fiyat artışı, 6’sında fiyat azalışı meydana geldi. Markette 5 üründe, üreticide 12 üründe fiyatlar değişmedi.
Şubat ayında takip edilen ürünlerin bazılarında görülen fiyat artışlarında, girdilerdeki fiyat artışları da etkili olmuştur. Nitekim başta gübre olmak üzere, elektrik, tarımsal ilaç fiyatları ve sulama ücretleri son bir yılda oldukça artmıştır. Girdi fiyatlarında görülen kur baskısı fiyatları yükseltirken, kurdaki düşüş fiyatlara yansımamıştır.
Özellikle gübre fiyatları, son zamanlarda çiftçimizi çok fazla zorlar hale gelmiştir. Son bir yılda enflasyon sadece yüzde 14,97 artarken, DAP gübresi fiyatı yüzde 63,4, üre gübresi fiyatı ise yüzde 76,7 artmıştır.
Fiyat artışlarında etken olan döviz kuru Kasım ayından bu yana yüzde 10,4 düşerken, gübre fiyatları bu dönemde üre gübresinde yüzde 37,2, DAP gübresinde yüzde 19,6 artmıştır. Kurdaki düşmenin gübre fiyatlarına yansımadığı görülmektedir.
Son bir yılda cazibe sulama ücretlerinde yüzde 20,8 ile yüzde 25 arasında, pompaj sulamada ise yüzde 31,6 ile yüzde 34,8 arasında değişen oranlarda artışlar yaşanmıştır.
Üretici maliyetlerini düşürmeden insanımızın ucuz gıdaya ulaşması mümkün değildir. Gübre, elektrik, sulama ve ilaç gibi girdilerde indirime gidilmelidir.
Üreticide fiyatı düşen ürünlere baktığımızda, salatalık, patlıcan ve kabakta hasat edilen ürün miktarındaki artış, fiyatlarda düşüşe yol açmıştır. Üreticide fiyatı en fazla düşen ürün patates olmuştur.
Bir diğer fiyatı düşen ürün de kuru soğandır. Kuru soğan ve patateste rekoltedeki artışın yanı sıra pandemi nedeniyle talepte yaşanan daralmanın pazarlama sorunlarına yol açması fiyatlarda düşüşe neden olmuştur. Patates ve soğanda belediyelerin alıma yönelik girişimleri olumlu olarak değerlendirilse de yeterli alımın yapılmaması beklenen faydayı sağlayamamıştır. Patates ve soğan depolarda alıcı beklemektedir. Havalar gün geçtikçe daha da ısınmaktadır. Patates ve soğan acilen pazara arz edilmezse çürüyecek, milli servet ve üreticilerimizin emeği heba olacaktır. Üreticimizin bin bir emekle ürettiği bu ürünler pandemi döneminde kısıtlı talep yüzünden üreticimizin elinde kaldı. Halen depoda olan ürünlerin pazarlanması konusunda Hükümetimiz üreticimize sahip çıkmalıdır. Kamu Kurumları, Kooperatifler ve belediyeler daha fazla alım yapmalıdır.
Kısır bir döngü içinde olan patates ve soğan da arz talep dengesini kuracak bir üretim planının üretici işbirliğiyle sağlanması gerekiyor. Birçok üründe bu kısır döngüyü yaşamaktayız. Para etmeyen ürünler üretici üretimden vazgeçtiği için bir yıl sonra para ediyor. Ürünlerin para ettiğini gören üretici daha sonraki sezonda üretimini artırıyor. Plansız bir şekilde yapılan bu üretim ürünün elde kalmasına neden oluyor. Bunun sonucunda üretici bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarını ödeyemiyor. Bu durum hem üreticimiz hem tüketicimiz açısından sürdürülebilir değildir. Üretimde istikrarın sağlanması için, üretim planlaması yapılmalı, çiftçi nerede, ne kadar ürün yetiştirebileceğini bilmeli, ürünler doğru yerde, doğru zamanda, doğru miktarda ekonomik olarak üretilmeli, üretim iç ve dış talebe uygun bir şekilde yapılmalı, üretici örgütlenmesine önem verilmeli, pazarlama sorunları çözülmeli, üretim maliyetleri düşürülmelidir.
Üretim planlaması konusunda ilgili Bakanlığımızla işbirliğine hazır olduğumuzu ifade ediyorum. Ziraat Odaları olarak elimizi taşın altına koyarız, bundan çekinmeyiz.
Ayrıca Türkiye’deki ekonomik örgütlerin görev tanımları değişmeli, idari ve mali yönden güçlendirilerek özellikle hasat dönemlerinde ekonomik faaliyette bulunmaları ve piyasada alım yapmaları sağlanmalıdır.
Pandemi ile mücadele ettiğimiz bu dönemde halkımızın makul fiyatlardan ürün tüketebilmesi için en azından çok tüketilen ürünlerdeki üretici market fiyatlarına dikkat edilmesi, bunun yakından takibinin yapılması gerekmektedir.
Beklentimiz; bütün kesimlerin sorumlu davranması, spekülasyonlara fırsat verilmemesi, tedbirlerin zamanında alınması, tüketicilerimizin yeterli ve güvenilir gıdaya uygun fiyatla erişebilmesinin sağlanmasıdır.
Bu süreçte gıda güvenliğinin aksamaması ve üreticilerin tarlada kalmaya devam etmesi için üretim desteklenmeli, üreticilerin sorunları çözüme kavuşturulmalıdır.
Çiftçimizin bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine ödeyemediği için takibe düşen borçları ile yüksek faizle yapılandırdığı borçları faizsiz olarak uzun vadeye yayılmalı ve üreticilerimiz rahatlatılmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımıza ve ilgili bakanlarımıza ilettiğimiz bu sorunun bir an önce çözülmesini bekliyoruz.
Pandemi nedeniyle yaşanan süreç gıdanın ve gıdaya erişimin ne denli önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Çiftçimiz de istikrarlı bir gelir elde ederek, ürünlerini sorunsuz bir şekilde pazarlayabilmeli, tüketicimiz de makul fiyatlarla ürün tüketebilmelidir.